İtalya’nın başkenti Roma; antik yapılarından tarihi kiliselerine, muhteşem saraylarından etkileyici müzelerine, gösterişli meydanlarından renkli sokaklarına kadar görülmesi gereken yerler açısından, bir çok Avrupa şehrine göre çok daha fazla alternatife sahip.
Birazdan bahsedeceğim yerleri gezmeden önce karnınız acıktıysa sizi Roma Yeme İçme Rehberi’ne alalım.
Bu rehberde bahsettiğim tüm yerleri içeren Roma Gezilecek & Yenilecek Yerler Haritası’nı, Google Maps uygulamasında açmak için haritadaki tam ekran simgesine tıklayın.
1. Kolezyum
😀
Görülmesi gerekenler listesinin en başında, doğal olarak Kolezyum var. 80 yılında (evet sadece seksen) yapımı tamamlanan, Flavianus Amfitiyatro olarak da bilinen Kolezyum; bir arenadır. Zamanında gladyatör dövüşleri, infazlar ve tiyatrolar için kullanılan arena daha sonraları; barınma yeri, iş dükkanları ve taş ocağı olarak da kullanılmış. Günümüzde depremlerden dolayı harap vaziyette olmasına ve taşlarının çalınmasına rağmen Kolezyum; Roma İmparatorluğu’nun ikonik sembolü ve modern Roma’nın en çok turist çeken yeridir.
Kolezyum’un içi de kimilerine ilgi çekici gelebilir. Çoğu zaman girişinde uzun kuyruklar olabiliyor bu sebeple Roma Ulaşım Rehberi’nde bahsettiğim Roma Pass kartı satın alarak Kolezyum’a kuyruk beklemeden ücretsiz bir şekilde girebilirsiniz.
2. Pantheon
Tarihi kent merkezinin dar sokaklarında yürürken karşınıza çıkacak bu görkemli yapı Pantheon yani ‘Tüm Tanrıların Tapınağı’. Antik Roma’nın tüm Tanrıları için 126 yılında inşa edilen bu yapı, Roma’daki en iyi korunmuş eserdir. Dışındaki gösterişli sütunları ve içindeki etkileyici kubbesi ile şehirde görülmesi gereken en önemli yerlerden biri.
3. Trevi Çeşmesi
‘Klişeler ❤ Ben’ diyorsanız Trevi Çeşmesi tam size göre bir yer. Her daim fazlasıyla turistik ve kalabalık. Bu arada, Trevi Çeşmesi’ne Aşk Çeşmesi diyenler yalnızca biziz. 🙂 İnanışa göre, sağ el ile sol omzunun üzerinden çeşmeye para atanların dilekleri kabul oluyormuş. Roma’nın simgelerinden olan bu yapıyı hızlıca görün, kalabalığın arasından bir iki fotoğraf çekip devam edin.
4. İspanyol Merdivenleri
138 basamaktan oluşan ve İspanya Meydanı’ndan yukarıdaki Trinita dei Monti Kilisesi’ne kısa yoldan ulaşmak için yapılan İspanyol Merdivenleri günün her saati oldukça kalabalık. Merdivenlerin alt kısmında kayık biçiminde tasarımıyla Fontana della Barcaccia ve tam karşısında şehrin en önemli ve lüks alışveriş caddelerinden biri olan Via dei Condotti yer alıyor. Meydanın keyfini tam anlamıyla çıkarmak için; Pastificio Guerra’dan plastik kaplarda makarnanızı alın, merdivenlerin tepesine çıkıp meydanı ve kalabalığı seyrederek yiyin.
5. Sant’Angelo Kalesi
Yine 100’lü yıllarda inşa edilmiş bir yapı ve yine harika korunmuş. Kutsal Melek Kalesi olarak da bilinen yapı İmparator Hadrian tarafından kendisi ve ailesi için anıt mezar olarak inşa ettirilmiş daha sonraki yıllarda papalık kalesi ve hapishane olarak da kullanılmış. günümüzde ise Castel Sant’Angelo Ulusal Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Girişindeki Melekler Köprüsü ve teras kısmındaki Roma manzarası ve Tiber Nehri ile birlikte fazlasıyla fotoğraflık.
6. Vittorio Emanuele II Abidesi
İtalya Krallığı’nın ilk kralı Vittorio Emanuele için saf beyaz mermerden yapılan bu gösterişli anıt Venezia (Venedik) Meydanı’nda bulunuyor. İtalyanlar bu anıtı pek beğenmiyorlarmış ama ben İtalyan olmadığım için midir nedir sevdim. 🙂 Teras kısmına çıkarsanız, enfes şehir manzarasını izleyerek biraz soluklanabilirsiniz.
7. St. John Lateran Bazilikası
300’lü yıllarda inşa edilen ve Roma’nın 4 büyük bazilikasından biri olan yapıda bir dönem papaların taç giyme törenleri yapılıyormuş. İç kısmında pek çok heykel,fresk ve mozaik bulunuyor. Roma seyahatimde konakladığım yer buraya çok yakındı ve balkonu bazilika manzaralıydı. Burayı nasılsa görürüz önce diğer yerleri görelim diye diye buranın içini görmeden dönmüştüm 😀 Siz öyle yapmayın.
8. Vatikan
Çevresi yüksek duvarlarla kaplı olan Vatikan; Hristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezi ve aynı zamanda hem yüz ölçümü hem de nüfus olarak dünyanın en küçük ülkesidir. Burayı 3 ana bölüme ayırabiliriz: San Pietro Meydanı ile Aziz Petrus Bazilikası, Vatikan Müzeleri ve Vatikan Bahçeleri.
San Pietro Meydanı ve Aziz Petrus Bazilikası ücretsiz, müzeler ve bahçeler ise ücretlidir. Uzayan kuyrukta beklememek için Vatikan müze biletlerinizi online olarak almanızı öneririm. Buradan ulaşabilirsiniz. Zaten neden bunu bilerek hala önceden almıyorlar anlamıyorum.
Aziz Petrus Meydanı
Vatikan’ın kalbinde bulunan Aziz Petrus Meydanı (San Pietro Meydanı), Vatikan’ın surlarla çevrili olmayan tek yeri. Her yıl binlerce Hristiyan Katolik, ibadet için buraya geliyor. Bernini tarafından tasarlanan meydanın etrafı sütunlar ile çevrilmiş ve bu sütunların üstünde azizlerin heykelleri bulunuyor. Meydanın bir ucu Roma’ya diğer ucu Aziz Petrus Bazilikası’na bakıyor.
Aziz Petrus Bazilikası
Aziz Petrus, Roma’lılara Hristiyanlık’ı getiren kişi ve ilk Papa. Roma’nın ve Vatikan’ın ikonik simgelerinden olan yapı. İçerideki en dikkat çekici eser Michelangelo’nun İsa ve Meryem’i resmettiği heykeli Pieta.
Yaklaşık 100 yıl süren inşaatında dönemin en ünlü mimarlarının, sanatçılarının görev aldığı bazilika, dini bir yapı olmasının yanında harika bir Rönesans mimarisi örneği.
Vatikan Müzeleri
Dünyaca ünlü Vatikan Müzeleri, yılda altı milyondan fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Bernini, Michelangelo, Boticelli gibi Rönesans’ın en değerli ustalarının eserleriyle dolu müzeleri gezerken detaylardan ve harikalıktan yoruluyorsunuz. 🙂
Galeriler ve Sistina Şapeli arasındaki koridorlarda bulunan resimler, eserler ve aydınlatmalara hayran kalıyorsunuz.
Müzelerden çıkış yaparken geçilen spiral rampa, müzede en çok fotoğraflanan yerlerden biri.
En ünlüsünün Sistina Şapeli olduğu bu galeri, müze ve bahçeleri gezmek için en az yarım gün ayırmanız gerekir.
9. Villa Borghese
Roma’nın en büyük parklarından biri olan Villa Borghese’de sıradan bir parktan çok daha fazlası var; dev bir açık hava müzesi gibi olan bu parkta; heykeller, bahçeler, anıtlar, göller, müzeler var.
Şehirden biraz olsun uzaklaşıp keyif yapmak için, doğal güzelliklerin Roma sanatı ile buluştuğu bu parka mutlaka uğrayın.
10. Roma Forumu
Antik Roma’nın merkezi sayılan Roma Forumu (İtalyanların söylemiyle Forum Magnum) M.Ö 5. yy’den M.S 7.yy’e kadar 1000 yılı aşkın süre boyunca ticaret, ibadet, adalet, genelev binaları bulunuyordu. Buraya bir not eklemek istiyorum. Kolezyum ve Roma Forumu’nun biletleri ortak, yani satın aldığınızda ikisini de almış oluyorsunuz. Eğer bilet satın almayacaksanız Roma Forumu’nu, hemen yanındaki Via Dei Fori caddesinde yürürken ya da foruma bakan banklarda dinlenirken de görebilirsiniz.
Roma’nın en hareketli meydanı olan Piazza Navona; sokak sanatçıları, ressamlar, müzisyenler, kafeler, restoranlar ve heykeller ile dolu. Oldukça büyük ve oval şekilli bu meydanda meşhur ‘4 Nehir Çeşmesi’ bulunuyor.
Roma geziniz boyunca, bir yerden bir yere giderken sürekli olarak bu meydanın bir köşesinden geçtiğinizi göreceksiniz 🙂
12. Campo de’Fiori Meydanı
Burası Roma’nın en renkli, en lezzetli meydanlarından birisi. İsmini meydanda kurulan çiçek pazarından alan Campo de Fiori’de, pazar günleri hariç her gün 07-14 saatleri arasında, her çeşit sebze, meyve, et, tavuk ve balığın satıldığı renkli bir pazar kuruluyor. Ama buranın bana göre en güzel ve lezzetli yeri Forno Campo de’Fiori yani meydandaki fırın. Burada gerçekten aşırı lezzetli harika pizzalar var.
Bu kadar gezdikten sonra acıktıysanız, sizi Roma’daki İtalyan mutfağının en lezzetli yerlerine götürelim. En Lezzetli 15 Mekan Önerisi için tıklayın.
